Soruşturma, Sürgün ve Görevden Alma Girişimleri
Bizleri Haklı Mücadelemizden Yıldırmayacaktır!
Değerli basın ve kamuoyuna
Eğitim Sen ve KESK’e bağlı sendikaların üyeleri, yıllardır sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi sürecinde pek çok kez baskılara, cezalara, soruşturma ve sürgünlere, hatta görevden almalara maruz bırakılmış, siyasi iktidarın yıldırma politikaları ile hizaya getirilmeye çalışılmıştır.
Eğitim Sen üye ve yöneticilerine yönelik olarak, sendikamızın mücadele tarihiyle yaşıt hale gelen baskılar, son yıllarda KESK ve bağlı sendikalara yönelik olarak çeşitli tarihlerde başlatılan yıldırma operasyonları, gözaltı ve tutuklamaların ardından daha da şiddetlenmiştir.
Bu dönemde özellikle Gezi direnişi sürecinde ülke çapında başlatılan “cadı avı”nın bütün hızıyla sürdürülmesi dikkat çekicidir. AKP’nin ideolojik çizgisinde siyasallaşmış idari makamların disiplin soruşturmaları, verdikleri sürgün ve görevden alma kararları bizler için ne ilktir, ne de son olacak gibi görünmektedir.
İlimizde 4-5 ve17 Haziran 2013 tarihlerinde temel taleplerimiz ve gezi direnişine destek amaçlı yapılan iş bırakma eyleminden dolayı yaklaşık 140 üye ve yöneticimize soruşturma açılarak ifadelerine başvurulmuştur. İfadeleri alınan üyelerimize il teftiş kurulu eylemleri sendikal faaliyet kapsamında değerlendirerek ceza vermeyince, Adana Valiliği tarafından teftiş kurulu başkanını görevden alarak soruşturmayı yeniden başlatılmıştır.
Stajer öğretmenliğin 2 yıla çıkarılması ve öğretmenliğe geçiş süresinin sözlü sınava bağlanması, tüm idarecilerin görevden alınıp valiliklerce hiçbir kural olmadan idareci belirleme uygulamalarına karşı 26 Şubat 2014 tarihinde yapılan 1 günlük iş bırakma eylemine katılan üye ve yöneticilerimize Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğünce soruşturma açılmıştır.
Adana’da 2911 toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefetten Emek ve Meslek örgütlerinin de içinde olduğu 20 arkadaşımıza 10. Asliye ceza mahkemeleri tarafından açılan dava beraat ile sonuçlanmasına rağmen, savcılık karara itiraz ederek yerel mahkemenin almış olduğu kararı Yargıtay’da bozdurmuştur.
Son dönemde gerçekleştirilen operasyonlarla gözaltına alınan ya da tutuklanan sendikamız üye ve yöneticileri yürüttükleri kamu göreviyle ilgili hiçbir suçlama yöneltilmediği halde, haklarında disiplin soruşturmaları başlatılmıştır.
KESK’e bağlı sendikalar içinde en fazla yargılanan üyesi olan Eğitim Sen üyeleri hakkında, değişik illerde eş zamanlı olarak disiplin soruşturması başlatılmış olması dikkat çekicidir. Soruşturma sonucunda bazı illerde ‘uyarma’ veya ‘kınama’ cezaları önerilirken, bazı illerde ‘kademe ilerlemesinin durdurulması’ bazı illerde de ‘devlet memurluğundan çıkarma’ cezası önerilmiştir. Bazı illerde soruşturma sonucunda disiplin cezaları yanında sendika üye ve yöneticilerinin görev yerlerinin de değiştirilmesi, yani sürgün edilmesi önerilmiş ve bazı arkadaşlarımız için sürgün kararları alınmıştır.
En temel sendikal faaliyetlerin bile suç sayıldığı, örgütlenme ve ifade özgürlüğünü önemseyen, savaşlar karşısında barışı savunarak demokratik tepkilerini gösteren üye ve yöneticilerimizin son derece keyfi gerekçelerle sürgün edilmesi, görevden alınmak istenmesi hangi “ileri demokrasi” anlayışına, hangi adalete, hangi hukuka sığmaktadır?
Eğitim Sen üye ve yöneticilerinin hemen her faaliyeti yeni hak ihlalleri ve sürgünlerle sonuçlanmaya başlamış olması dikkat çekicidir. Bu durum, aynı zamanda, AKP hükümetinin önünde diz çökmeyen, ona biat etmeyen KESK ve KESK’e bağlı sendikalara yönelik bir gözdağıdır. Sendikal özgürlükler, demokrasi ve barış mücadelemizi abluka altına alarak bizleri yolumuzdan döndürmek isteyenler, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar başarılı olamayacaklardır.
KESK’e bağlı sendikaların üye ve yöneticilerine karşı uygulanan sürgün ve cezaların son dönemde artmış olması bize göre kesinlikle rastlantı değildir. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde ülkenin dört bir yanında emek ve demokrasi güçlerine karşı gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklamalar ile hukuksuz bir şekilde idari kararlarla gerçekleştirilen sürgün ve cezalandırmaların nedeni bize göre aynıdır.
AKP, her konuda olduğu gibi, demokrasi ve özgürlükler konusunda da sadece kendine demokrat, kendine özgürlükçüdür. Kendisi gibi düşünmeyen, zulme karşı boyun eğmeyen herkes bugün siyasi iktidarın hedefi haline gelmiştir. Böylesine büyük bir abluka ortamında geri adım atmamız, savunduğumuz ilke ve değerlerimizden vazgeçmemiz asla mümkün değildir.
Buradan AKP hükümetine, Milli Eğitim Bakanlığı’na ve siyasi iktidarı temsil eden diğer yetkililere sesleniyoruz: Bizler, bugüne kadar olduğu gibi örgütlü mücadelemiz ile bu kuşatmayı kırmaya kararlıyız. Soruşturma, sürgün ve cezalandırmalara karşı bugüne kadar sürdürdüğümüz örgütsel ve hukuksal mücadelemiz bundan sonra da aynı kararlılıkla sürecektir.
Bugüne kadar mücadelemizi engellemeyi başaramadığınız gibi, bugünden sonra da başaramayacaksınız.10.05.2014
Ahmet KARAGÖZ
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı