Değerli Basın ve Kamuoyuna;
Emeğe karşı saldırıların doludizgin gittiği bu süreçte hak ve özgürlükleri için mücadele eden herkesi “potansiyel suçlu” olarak gören- gösterenler emek düşmanı yüzlerini her fırsatta sergilemeye devam ediyor, Türkiye eşitlik, demokrasi ve özgürlük isteyenler için adeta açık hava hapishanesine dönüştürülüyor.
KESK’in emek ve demokrasi mücadelesini baskılamak ve engellemek maksadıyla çeşitli başlıklarda sendikalarımıza ve sendikacılara yapılan müdahaleler sonucunda sendikacılarımızın mağduriyetleri devam ediyor.
Konfederasyonumuzun emek ve demokrasi mücadelesine yönelik artan baskı ve saldırılar sonucu, gözaltı ve tutuklamalarla devam eden operasyonlar eşliğinde bugün hala 47 yönetici ve üyemiz tutuklu bulunmaktadır.
Bilindiği üzere Konfederasyonumuza yönelik baskıların devamı olarak; 19 Şubat 2013 tarihinde 28 ili kapsayan, aralarında KESK Eğitim ve Örgütlenme Sekreterimiz Akman Şimşek ve Denetleme Kurulu üyemiz Erdoğan Canpolat’ın da bulunduğu 167 KESK üye ve yöneticisi arkadaşımız gözaltına alınmış, 66’sı tutuklanmıştı. Geçen sürede İstanbul’da yargılanan arkadaşlarımız dışındaki duruşmaları yapılan arkadaşlarımızın tümü tahliye olmuştur.
İstanbul'da tutuklanan toplam 30 arkadaşımızın iddianamesi ise kısa süre önce savcılık tarafından mahkemeye sunulmuştu. İlgili Ağır Ceza Mahkemesi; "... iddianamede belirtilen deliller ve iddiaların örgüt üyeliği kapsamında yeterli olmadığı..." gerekçesiyle iddianameyi kabul etmeyerek savcılığa iade etmişti. Savcılığın iddianameyi yeniden mahkemeye göndermesi sonrasında iddianame kabul edilerek 23-24 Ocak 2014 tarihine duruşma günü verilmiştir. Tutukluluk süresinin uzun tutulması arkadaşlarımızı mağdur ettiği gibi ceza verilmesinin zeminini oluşturma şüphesi uyandırmaktadır.
Öte yandan savcılıklar ve mahkemeler yetkilerini aşıp haklarında dava açılan arkadaşlarımızla ilgili hukuk garabeti iddianameleri işyerlerine göndererek disiplin soruşturması açılmasını isteyebilmektedirler. Böylece sendikal faaliyetlerimiz kriminalize edilerek arkadaşlarımız hedef haline getirilmektedir.
Son aylarda adeta düğmeye basılmışçasına, başta cezai kovuşturma olmak üzere çeşitli gerekçelerle yönetici ve üyelerimiz açığa alınmakta, sürgün edilmekte ya da haklarında soruşturma açılmaktadır. Gerek Bakanlıklar ve gerekse yereldeki idareciler kendilerini hem savcı hem mahkeme yerine koymaktadır. Herhangi bir üyemiz hakkında savcılık ya da mahkemeler tarafından bir dava açılması açığa alınma için yeterli görülmektedir. Dava süreci devam ederken ve henüz kesinleşmiş bir karar yok iken, arkadaşlarımız açılan soruşturmalarla “… iddialar sübuta erdiğinden” denilerek açığa alınmakta, göreve başlatılmamakta ya da sürgün edilmektedirler. İdarenin kendini mahkeme yerine koyduğu bu uygulamalar bırakalım anayasa ve uluslararası sözleşmeleri, 4688 ve 657 sayılı kanunlara bile aykırıdır. Kaldı ki, haklarında cezai kovuşturma açılan üyelerimizin görevleri ile ilgili herhangi bir sıkıntı olmadığı yapılan disiplin soruşturmalarında da teyit edilmektedir.
Diğer yandan sürgünlere her gün yenisi eklenmektedir. 1990’larda OHAL döneminde, bölge illerinde sık sık karşılaştığımız sürgün politikası “normalleşme” iddiasında olan AKP Hükümeti döneminde giderek yaygınlaşmaktadır. Sendikal faaliyetlerimiz, toplantı-gösteri, düşünce ve ifade özgürlüğümüz ve örgütlenme hakkımız sürgün tehdidi ile engellenmek istenmektedir.
KESK olarak, özgürlüğüne kavuşan arkadaşlarımıza ve başta aileleri olmak üzere tüm yakınlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, tutuklu tüm yönetici ve üyelerimiz serbest bırakılıncaya kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin altını bir kez daha çiziyoruz ve bu kapsamda
Yıllardır kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkına yönelik taleplerimizi yok sayanlara, eğitimde yaşanan çürümeyi daha da arttıran politika ve uygulamaları onaylamamız mümkün değildir. Günlük yaşamın bütün alanlarında, özellikle eğitim sistemi üzerinden hayata geçirilen bütün dayatmalara karşı başta eğitim ve bilim emekçileri olmak üzere, tüm halkımızı 23 Kasım’da Ankara’da yapacağımız kitlesel basın açıklamamıza katılmaya ve iktidarın her türlü dayatmacı, baskıcı ve otoriter uygulamalarına karşı demokratik tepkimizi göstermeye çağırıyoruz. 20.11.213
KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü
Yalçın ALÇİÇEK
Eğitim Sen Adana Şube Sekreteri