BARIŞ ŞEHİTLERİMİZİ ASLA UNUTMAYACAĞIZ!
10 Ekim’de Türkiye’nin dört bir yanından, kamu emekçileri, işçiler, öğrenciler, işsizler, kadınlar, gençler, çocuklar kol kola, halaylarla, büyük bir coşkuyla, dilimizde emek ve demokrasi talepleri, yüreğimizde barış inancıyla çıkmıştık yola… Çatışmaların ve ölümlerin son bulduğu, eşit, özgür ve demokratik bir ülkede bir arada yaşanabilecek barışı inşa etmek için çıkmıştık yola… Tıpkı Amasya’dan yola çıkan Hakkı Duran Akalın’ın ‘’Ankara’daymış barış, alıp getirmek gerek. Ben gidiyorum, kalanlara selam olsun. Getirebilirsem barışı kızıma sefa olsun ‘’ dediği gibi… Ama emek, barış ve demokrasi mitingimiz vahşi bir katliamla kana bulandı. 128 canımızı kopardı bizden.
“Biz siyasiler ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz, tavrımızı ortaya koymak zorundayız. Çünkü halk size oylarını verirken “benim can güvenliğimi, mal güvenliğimi sağlayacaksın” diye veriyor.”
Bu sözler cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9 ay önce yaptığı bir konuşmadır. Şimdi bizler bu sözlerin sahibi cumhurbaşkanı ve AKP Hükümetine sesleniyoruz. Başkentin orta yerinde on binlerce insanın toplanacağı haftalar önce bilinen Ankara Garı’nda ard arda patlatılan iki bombanın sorumlusu kimdir?
Bizler biliyoruz ki bu katliamın failleri; 7 Haziran seçimlerinde 400 vekili olarak tek başına iktidar olmayı başaramayan ardından Suruç’ta, Cizre‘de, Diyarbakır’da ard arda katliamlarla ülkeyi kan gölüne çevirip, yaşanan ölümler üzerinden oy arttırma hesabında olanlardır.
Bizler biliyoruz ki bu katliamın failleri; şiddetle, baskıyla, sokağa çıkma yasaklarıyla, katliamlarla yarattıkları korku atmosferinde kendilerini kurtarma çabasında olanlardır.
Bizler biliyoruz ki bu katliamın failleri, patlama sonrası bizler canlarımızı kurtarmaya çalışırken, ambulansların olay yerine girmesine izin vermeyen, olay yeri incelemeyi saatler sonra başlatarak delilleri karartan ve hayatta kalabilecek onlarca yaralının gaz bombaları ile canlarını alanlardır.
Ve bizler biliyoruz ki;
Onlar ümidin düşmanıdır.
Akan suyun
Meyve çağında ağacın,
Serpilip gelişen hayatın düşmanı…
Onlar emeğin, onlar demokrasinin, onlar barışın düşmanıdırlar…
10 Ekim de yakın tarihimizin en vahşi katliamında 128 canımızı, arkadaşımızı, yoldaşımızı yitirdik.
Adana’dan birlikte çıktığımız yoldan 13 yürek eksik döndük. Bizden koparıp aldıkları bedenlerine rağmen tüm yoldaşlarımız burada:
Yılmaz Elmascan
Bilgen Parlak
Nevzat Sayan
Rıdavan Akgül
Fevzi Sert
Gülhan Elmascan
Şebnem Yutman
Dilan Sarıkaya
Gökhan Gökbörü
Hacı Mehmet Şah
Sabri Elmas
Erhan Avcı
Bu yüreklerden biriydi Gülhan Elmascan… Eşi Yılmaz’la birlikte el ele çıkmıştı bu barış yolculuğuna…
Yine el ele uğurladık sonsuzluğa…
Bu gün senin okulundayız Gülhan, tüm dostların, yoldaşların, öğrencilerin… Hepimiz buradayız.
Üzgünüz, öfkeliyiz, yastayız ama dimdik ayakta isyandayız. Katillerden hesap sormak için buradaydık ve hep burada olacağız.
Kimi kez gül kokar ekim
Kimi kez ekim kokar gül
Sen gülüşünle toprağı besle
Yıldızlarda hep gül
Gülhan yoldaş, korkmayacağız, yılmayacağız, affetmeyeceğiz, sana söz senin şahsında tüm barış şehitlerimizin umutlarını yeşertecek ve bu ülke de barışı biz büyüteceğiz.
Mücadelen mücadelemiz, inancın inancımızdır.
10 Ekim katliamını unutmayacağız ve asla unutturmayacağız.
Emek ve demokrasi mücadelemizde daima yaşayacaksın.
DİSK – KESK - TMMOB – ADANA TABİP ODASI
Kurumlar Adına
Şükran YEŞİL
Eğitim Sen Adana Şube Kadın Sekreteri