Emperyalistler tarafından işgal edilmiş bir ülkeyi esaretten kurtarmak için Mustafa Kemal Atatürk`ün Samsun`a çıkmasıyla atılan ilk adım olma özelliği olan 19 Mayıs 1919`un üzerinden 96 yıl geçti. 19 Mayıs her ne kadar yıllardır gençlere, genç kuşaklara övgüler dizilen bir gün olarak kutlansa da, evde, okulda, üniversitede, işyerinde ya da sanayi sitelerinde her türlü otoriter, baskıcı uygulamalarla karşı karşıya kalan gençlerimizin kendilerini özgürce gerçekleştirme imkânını bulduklarını söylemek mümkün değildir.
Gençler, okuldan çalışma yaşamına kadar bugün birçok sorunla karşı karşıyadır. Eğitimin paralı hale gelmesi nedeniyle milyonlarca çocuk ve gencimiz eğitim sisteminin dışına itilirken yüz binlercesi çalışma yaşamında güvencesizlik, taşeron çalışma zorunluluğu üzerinden ağır emek sömürüsü ile karşı karşıya bırakılmaktadır.
Gençliğin geleceğe bakışında ortaya çıkan sorunlar, onların geleceğini karartmakta, gençliğin enerjisini, yaratıcılığını her fırsatta sömürmekte ve onları düzenin temel parçası haline getirmeye çalışmaktadır.
Gençlik, ilkokuldan başlayarak idealist, gerici bir temelde örgütlenmiş, dünyayı gerçekte olduğu gibi değil, onlara gösterilmek istendiği gibi görmelerini sağlayan bir eğitim ile dünyayı tanıyarak hayata atılmaktadır. Bu durum, gençliğin eğitimsiz bırakıldığı, daha çocuk yaşta eğitimden dışlandığı, üniversite kapılarının yoksul-emekçi çocuklarına kapatıldığı gerçeğinin tipik bir sonucudur.
Irkçı-şoven düşüncelerle ve dini istismar uygulamaları ile kuşatılmış, yoğun bir popüler kültür saldırısı altında yaşayan geniş gençlik yığınları, geleceksizliğin ve bilinemezciliğin baskısı altında karamsarlığa itilmekte, gelecekten beklentisi olmayan, sadece içinde yaşadığı anı önemseyen bireyler haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Türkiye`nin gençliği, ülkeyi yönetenlerden, kendi adlarına kutlanan bir bayramın ötesinde, geleceğe güvenle bakabileceği, insanlığın demokratik, eşitlikçi ve ileri değerlerini özümseyeceği, savaşların olmadığı, halkların özgürlük ve barış duygularıyla bir arada yaşayacağı demokratik bir Türkiye mücadelesinin en önemli dinamiklerinin başında gelmektedir.
Öğrenci ve işçi gençlik liselerde, üniversitelerde, atölyelerde, sanayi siteleri ve fabrikalarda, nerede olursa olsun, örgütlü mücadele içinde yerini alarak hayatına ve geleceğine müdahale etmeye başladığı zaman 19 Mayıs`lar gerçek anlamda gençliğin bayramı olarak kutlanabilecektir.
Bugün gençliği dört bir yandan saran ve giderek ağırlaşan sorunlara karşın, emek sömürüsüne, emperyalizme, her türlü ırkçı kışkırtmaya ve şiddete karşı duruş sergileyen tüm gençlerin 19 Mayıs Atatürk`ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı`nı kutluyoruz.