Yıllardır emperyalist güçlerin yayılmacı politikalarını uygulama alanı olan Türkiye ve Ortadoğu halkları, bölge halklarının karşı karşıya olduğu iç karışıklık, çatışma ve savaş ortamının sona erdirilmesi ve yıllardır savaş uygulamalarının yapıldığı bu topraklarda artık barış tohumlarının yeşermesini, halklar arasındaki kardeşlik duygularının güçlenmesini talep etmektedir.
Türkiye`de yaşayan ve halkların kardeşliğine inanan kesimler yıllardır benimsenen çözümsüzlük politikaları nedeniyle ağır bedeller ödemiş, telafisi mümkün olmayan acılar yaşamıştır. Bugün emekçilerin barışa sahip çıkmaları, silahların yerine demokratik siyasetin konuşması için ısrarcı olmaları, daha büyük acıların yaşanmaması açısından önemlidir.
Özellikle son yıllarda iktidar destekli olarak yükseltilen, ırkçı ve "tekçi" yaklaşımlar, farklı kimlikleri yok sayan milliyetçi düşünce ve akımlar, ülkemizde yıllardır barış içinde bir arada yaşamış olan halkların birliği ve kardeşliği karşısında en önemli tehdit olmuştur. Ancak bütün bu tehditler, yüzyıllardır iç içe yaşayan halklar arasındaki kardeşlik bağlarını koparmaya yetmemiştir ve yetmeyecektir.
Eşit, özgür, demokratik Türkiye ve insanca yaşam mücadelemizin ilerleyebilmesi, ırkçı hezeyanlara kapılarak içeride ve dışarıda savaş çığlıkları atmakla değil; emekçiler arasındaki birlik ve halklar arasındaki kardeşlik duygularının güçlenmesi ile mümkündür.
Binlerce yıllık köklü tarihi ve kültürel değerleriyle Anadolu ve Mezopotamya topraklarında yaşayan bütün halklar için barış ve kardeşlik tutumunda ısrar edilmesi, bu topraklarda yaşayan halklara verilecek en büyük hediye olacaktır.
Barış çağrısının geçmişe kıyasla daha güçlü bir şekilde seslendirilmesi, kardeşliğin önüne örülmek istenen kalın barikatların yerle bir edilmesi için tüm emek örgütlerine ve demokrasi güçlerine görev düşmektedir. Halkların arasında barışın kalıcı bir şekilde kurulması ve hayata geçirilmesi noktasında emek ve demokrasi güçlerinin, sendikaların ve barış mücadelesi yürütenlerin birleşik mücadelesi, egemenlerin bu süreci kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak istemesini zorlaştıracaktır.
Türkiye`de ve bölgede savaşa, işgallere, emperyalist müdahalelere karşı halkların demokrasi, eşitlik ve özgürlük taleplerinin güç ve destek kazanması, emekçilerin barış mücadelesinden yana taraf olması, hak ve özgürlükleri için örgütlü mücadeleyi yükseltmekle mümkündür.
Yıllardır Kürt sorununun demokratik, barışçıl yöntemlerle çözülmesini engellemek ve somut adımlar atılmasını engellemek için yapılan bütün kışkırtmalara, provokasyonlara ve ırkçı girişimlere rağmen, 2015 Newroz`unun halklar arasındaki kucaklaşmayı ve kardeşleşmeyi sağlamanın ilk adımı olması hepimizin ortak dileğidir.
2015 Newroz`unun savaşlar karşısında barışın, halklar arasında yaratılmak istenen düşmanlık duyguları karşısında gerçek anlamda eşitliğin ve kardeşliğin hakim olduğu, demokratik Türkiye mücadelesine dayanak olmasını diliyor, Türkiye ve dünya halklarının Newroz bayramını kutluyoruz.
Şube Yürütme Kurulu