Eğitim-Sen Adana Şube Başkanı Ahmet Karagöz 19. Milli Eğitim Şurası’nda alınan komisyon kararlarını değerlendirdi.
ADANA (GÜNAYDIN)- Eğitim-Sen olarak yapılan talep ve önerilerin çoğunun Şuaya katılanların büyük bir bölümünün siyasi iktidara yakın kesim olması nedeniyle reddedildiğini belirten Karagöz, “Kendi talep ve önerilerimizin büyük bir kısmı reddedildi. Her siyasi iktidar kendi ideolojik ihtiyaçlarını karşılamak üzere bu Eğitim Şurası gerçekleştiriyor. Eğitim, halkın ihtiyaçları için değil de sermayenin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, alınıp satılır hale getirilmek isteniyor. Eğitim-Sen'li arkadaşlarımızın itirazı, Şuraya katılanların büyük bir bölümü siyasi iktidara yakın kesim olduğu için reddediliyor. Özellikle hükümete yakınlığı ile bilinen Eğitim Bir Sen’in talep ve önerilerinin kabul edildiğini Şuraya katılan Eğitim-Sen'lilerden öğrendik” dedi.
BU DURUM SKANDAL
Okullarda güvenlik başlığı altında sunulan önerileri skandal olarak değerlendiren Karagöz, “Eğitim Bir Sen'in önerisi üzerine “Okul güvenliği” başlığı altında komisyona şu öneriler sunuldu; okullara kamera ve turnikelerin yerleştirilmesi, detektörle aramaların yapılması, tuvaletlere duman sensörünün takılması, gerekirse güvenlik konusunda polisten destek alınması... Milli Eğitim Şurası’na ilişkin görüşmelerde yaşanan durumu skandal olarak görüyoruz. Okullarda askerin, polisin bulunması, turnikenin konulması okulları okul olmaktan çıkaracak. Eğitim ile ilgili alınacak tedbirler eğitimciler tarafından alınmalıdır. Okullardaki her aşama bir eğitimdir. Güvenlik önlemleri polisiye tedbirlerle değil eğitim bileşenlerinin içerisinde olduğu öğretmen, okul idaresi ve velinin aldığı kararlar doğrultusunda alınmalıdır” diye konuştu.
AHLAK BİLGİSİ ZORUNLU, DİN KISMI SEÇMELİ OLMALI
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin ilkokul 1, 2 ve 3. sınıflarda okutulması tekliflerinin komisyonda kabul edilmesine değinen Karagöz şu ifadeleri kullandı: “Okul öncesinde ve ilkokul 1,2 ve 3., sınıflara Kuran-ı Kerim dersinin verilmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz. Bu ülke çok kültürlü çok karma bir ülke... Kimin hangi değerlerle yetiştirileceğine siyasi iktidar karar veremez. Bu ülkede farklı etnik kökene sahip insanlar var. Örneğin Alevi çocukların talepleri nasıl karşılanacak? Alevi çocukların dini eğitimi Alevi öğretisiyle mi yapılacak? Yoksa çocuklar Sünni ideoloji üzerine mi bir eğitim alacak? Dini eğitim ailede verilmelidir. Okuma yazma bilmeyen öğrencilere dini eğitimin dayatılması doğru değil. Eğitim-sen olarak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin iki bölünmesini istiyoruz. Ahlak bilgisi dersinin zorunlu, din kısmının ise seçmeli hale getirilmesini istiyoruz.”
KAYBEDECEK OLAN BU ÜLKENİN ÇOCUKLARIDIR
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından düzenlenen Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi hakkında da konuşan Başkan Karagöz eğitimcilerin eğitimci kimliği ile değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi. Karagöz , “Adana'da 402 okul müdürü mülakat sonucu farklı okullarda değerlendirildi. Bunlarla ilgili yaptığımız incelemede, eğitimsen kimliğiyle 13, Eğitim-İş Sendikasının 2, net bilgi olmamakla birlikte Eğitim İş Sendikasının da 20 okul müdürü değerlendirildi ve ataması yapıldı. Geri kalan yaklaşık 360 okul müdürünün iktidara yakın olan Eğitim Bir Sen üyesi olması kabul edilebilir bir durum değil. Eğitimcileri eğitimci kimliği üzerinden değerlendirmelisiniz. Siyasal ve sendikal kimlik üzerinden değerlendirmeye tabi tutarsanız kaybedecek olan bu ülkenin çocuklarıdır” ifadelerini kullandı.
20 BİN ÖĞRENCİNİN KAYDI YAPILMADI
TEOG sınavı ile öğrencilerin istedikleri eğitimi alamadıklarını savunan Karagöz şunları söyledi, “TEOG sınavı sonrası 24 bin öğrenci, velinin ve öğrencinin tercihi olmamasına rağmen İmam Hatip Liselerine, 90 bin öğrenci Meslek Liselerine yerleştirildi. 20 bin öğrencinin ise hiçbir okula kaydı yapılmadı. Bu kısmen nakil döneminde telafi edilmeye çalışıldı ama Türkiye'de 80 bin öğrenci istediği akademik eğitimi değil, hükümetin öngördüğü eğitimi almak zorunda bırakıldı. Bu eğitim sistemi ile öğrenciler hükümetin ihtiyaçlarını karşılayabilecek okullara yerleştiriliyor”
TALEPLERİMİZDE ISRARCI OLACAĞIZ
Son olarak yapmak istediklerini dile getiren Karagöz, “Bu şura Türk Milli eğitim sistemine katkıdan daha ziyade eğitime açılan her kapının bir kaosa açıldığının işaretidir. Eğitimcilerin sorunlarının tartışıldığı ve çözümlerin üretildiği bir şura olmasını isterdik. Biz eğitimin kamusal, laik, anadilde olmasını talep ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de bu taleplerimizde ısrarcı olacağız” dedi.
PELİN ERKOCU- Özel Haber