KESK’Lİ ve KHK’lı OLMAK LİNÇ EDİLMEK DEMEK DEĞİLDİR. Özel

KESK’Lİ ve KHK’lı OLMAK LİNÇ EDİLMEK DEMEK DEĞİLDİR.        

Değerli basın, değerli kurum temsilcileri;

21 Mayıs 2020 tarihinde, Adana’da bir radyo programına katılan Zeki Kızılkaya CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın görevden alınarak yerine kayyum atanabileceği yönünde açıklamalar yapması, Karalar'ın Güven Boğa ile görüştüğünü öne sürüp bunu gerekçe göstererek "Adana'nın 'kayyum atanan bir şehir olarak anılmaması için Karalar'ın ayağını denk alması lazım’ açıklamasında bulunmuş ve Karalar’a bunu bir ön uyarı olarak anlamasını istemiştir.

Kızılkaya’nın kimden ne şekilde aldığı belli olmayan dayanaksız bilgiler doğrultusunda iddialarda bulunması ve bu doğrultuda açıklamalar yapması kabul edilebilir bir durum değildir.

Ama Tüm Bel-Sen üyesi olan ve tüm çalışmaları legal olan, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesinin, barış ve demokrasi mücadelesinin bir unsuru olan Güven Boğa’nın hedef haline gelmesine neden olacak ithamlarda bulunması kabul edilemez. Bu suçtur ve bu gazetecilik etiği ile uyuşabilecek bir davranış değildir.

Güven Boğa’yı suçlu gibi göstermek, Zeydan Karalar’ın aldığı oy üzerinden Türkiye’de üçüncü parti konumunda ki HDP’yi potansiyel tehlike olarak açıklamak görmezden gelinebilecek bir saldırı değildir.

Gazetecilik, hakikatin peşinde olmaktır, hakikatleri karartarak kariyer sahibi olmak değildir.

Gazetecilik; güncel olayları, konuları, gelişmeleri, kişiler hakkındaki bilgileri tarafsızca yapma, kamusal sorumluluk taşıma, halkın gerçek haber alma hakkı ve gerçekleri öğrenme hakkı gibi basın etiği ilkelerine uygun davranmaktır.

Sendikamız üyesi, Güven BOĞA hakkında mesnetsiz, hukuksuz ve kişilik haklarına yönelik yapılan bu saldırı niteliğindeki açıklamalar, bu şahsın mesleki açıdan varsa kaybolan prestijini bırakın yeniden kazanmasını, bir daha geri gelmeyecek biçimde yitirmesi anlamına gelmektedir.

Adalet, Demokrasi, kişi hak ve hürriyeti gibi anayasal kavramlardan da bihaber olduğu ve hukuksuzluğu meşrulaştırmak istediği ortadadır.

Çünkü radyo da ki konuşması ve ardından gelen tepkiler üzerine kendini savunmak için AİHM kararlarına sığınarak verdiği yanıtlar tamamen soyut ve gerçeklerden uzaktır.

Çünkü gazeteci, DEMOKRASİYİ, Adaleti, Hukuku savunur. Muhalif de olabilir, âmâ gerçeğin yanında olmak zorundadır.

Güven BOĞA’ ve on binlerce KHK ile mesleğinden, işinden, aşından, ekmeğinden edilmiş kamu emekçilerinin durumuna sevinmek, onları yalnızlaştırmak, ötekileştirmek ve bunu meşrulaştırma çabası gayri insani bir davranıştır. On binlerce hukuksuzluğa uğramış mağdurun ahını almak demektir, KHK’yı sıradan Hukuki bir işlem olarak görmek demektir ki bu da tam bir cehalettir.

KHK ile yapılan ihraç bir suçun sonucunda oluşmuş bir işlem olarak algılanamaz, bu konudaki sonucu ortaya çıkaracak olan tek merci Yargı’dır.

Değerli basın, değerli katılımcılar;

Radyo konuşmasında ki asılsız iddialara dönük 27 Mayıs 2020 Çarşamba yani bugün, Saat: 11.30’da Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Başvuru numarası 2020/26550’dir.

Savcılığa verilen dilekçede suç olarak talep edilen cezalar ise şunlardır: “TCK m.267 İftira, TCK m.125 Hakaret, TCK m. 271 Suç Uydurma, TCK m.216 Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama, Cumhuriyet Savcılığı tarafından takdir edilecek diğer suçlar.” Olarak açıklanmıştır.

Değerli katılımcılar;                                  

Halkın seçme ve seçilme hakkının yok sayılması anlamına gelen kayyum atamalarının biz yerel yönetim emekçilerine de baskı, zulüm ve sömürüden başka bir şey getirmediğini bugüne kadar kayyum atanan tüm belediyelerde somut olarak yaşadığımız için çok iyi biliyoruz.

Kuruluşundan bu yana yerel yönetimlerin merkezi iktidar karşısında demokrasi kaleleri olması gerektiğini savunan KESK ve TÜM BEL SEN içinde bulunduğumuz bu salgın günlerinde halk sağlığı ve insanca yaşam için ne kadar önemli olduğu çok daha net görülen yerel yönetimlerin kayyum atamaları veya yasaklamalarla hizmet üretemez kılınması ve halktan koparılması girişimlerini akıl ve bilim dışı olmasının yanında demokrasiye ve hukuka aykırı buluyoruz.

Ve iktidarı bir kez daha, halkımızın demokrasiye olan inancına darbe vurarak ülkemizi geri dönülmez bir kaosa sürükleyen bu uygulamalardan vazgeçmeye; kayyım hukuksuzluklarına ve yerel yönetimleri hizmet üretemez hale dönüştürme girişimlerine son vermeye ve seçilmiş belediye eş başkanlarını görevlerine iade etmeye çağırıyoruz.

27.05.2020

KESK ADANA ŞUBELER PLATFORMU adına

Dönem Sözcüsü

Tüm Bel-Sen Adana Şube Başkanı

Mehmet ÇELİK

 

Okunma 1146 defa Son Düzenlenme Çarşamba, 27 Mayıs 2020 14:20