Salı, 16 Mart 2021
BAKANLIK VESAYETİNİN OLMADIĞI,
DEMOKRATİK, KATILIMCI VE ȘEFFAF BİR İLKSAN İSTİYORUZ!
 
İlkokul öğretmenlerinin sağlık ve sosyal gereksinimlerini karșılamak ve yardımlașma amacı ile kurulmuș olan İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı (İLKSAN) yıllardır Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) siyasal vesayetiyle yönetilmektedir. Yedi kișilik yönetim kurulunun dördü, üç kișilik denetleme kurulunun ikisinin MEB tarafından belirlenmesi, siyasi iradenin İLKSAN’ın yönetiminde mutlak anlamda çoğunluk olması doğru değildir.
İLKSAN’da yönetim kurulu üyeleri brüt asgari ücretin beș katı ile yedi katına varan maaș, bunlara ek olarak huzur hakkı ve harcırah almaktadırlar.
İLKSAN’da yıllardır hep aynı zihniyet yönetimde olduğundan, zaman zaman yöneticiler değișse de, bürokratik yönetim zihniyeti değișmemektedir. Bunun için öncelikle İLKSAN’ın kuruluș amacına yönelik olarak demokratik, katılımcı ve șeffaf bir yönetim anlayıșına ihtiyaç vardır.
İLKSAN’da en büyük sorun zorunlu üyelik ve MEB vesayetidir. Zorunlu üyelik, vesayet ve demokrasinin taban tabana zıt kavramlar olduğu göz önüne alındığında, ortada büyük bir çelișkinin olduğu açıktır.
Bugün 285 bin 830 İLKSAN üyesinin, 153 bin 450’si (yüzde 54) kadın; 132 bin 380’i (yüzde 46) erkektir. Üyelerinin yarısından fazlası kadın olmasına rağmen, İLKSAN yönetiminde bir tane bile kadının bulunmaması önemli bir sorundur.
 
Bir şunu diyen bir yazı 'DEMOKRATİK,KATILIM VE ŞEFFAF BİR İLKSAN İSTİYORUZ! İLKSAN'DA RANT VE TALANA SON! SÖz, YETKİ VE KARAR ÜYELERE BOITIN SEN KESK 1995' görseli olabilir
1943 yılından bu yana, ilkokul öğretmenlerinin değerleriyle ve aidatlarıyla olușan İLKSAN’daki olumsuzlukları ancak üyelerin müdahalesi durdurabilir.
 
İLKSAN’da demokratik, temsilde adaletin sağlandığı bir ana statü olușturulmalı; tüm anti demokratik ve vesayetçi hükümler kaldırılmalıdır. İLKSAN’ın geleceğine sadece İLKSAN üyeleri karar vermelidir.
İLKSAN kuruluș amacı doğrultusunda üyelerine hizmet vermeli, siyasetten bağımsız olmalıdır.
Bakanlığın İLKSAN üzerindeki vesayeti tamamen kalkmalı, İLKSAN’a yönelik siyasal müdahalelere izin verilmemelidir.
İLKSAN’ın tüm faaliyetleri açık ve șeffaf olmalı, bütün harcamalar üyeler ve kamuoyu ile paylașılmalıdır.
İLKSAN’da zorunlu üyeliğe son verilmeli, üyelikten ayrılmak isteyenler herhangi bir hak kaybına uğramamalı, kesintileri yasal faiziyle birlikte tek seferde ödenmelidir.
İLKSAN’ın sosyal yardımlarından bütün üyeler ayrımsız yararlanmalıdır.
İLKSAN ana statüsü demokratik, katılımcı ve șeffaf bir yapıya kavușturulmalıdır.
İLKSAN’da 10 üyenin de, 499 üyenin de 1 temsilci seçmesi temsilde adaletin sağlanmasının önündeki en büyük engeldir.
İLKSAN’da yönetim ve denetim kurulları sadece üyelerden olușmalı, dıșarıdan her türlü siyasi müdahaleye kapalı olmalıdır.
Üyelerinin yarısından fazlasını olușturan kadınların yönetimde eșit temsilinin sağlanması için gerekli adımlar derhal atılmalıdır.
İLKSAN kendi üyeleri öncelikli olmak üzere, her türlü denetime açık hale getirilmelidir.
Alınan kararlarda üyelerin iradesi hâkim olmalı, karar alma süreçleri demokratikleștirilmelidir.
İLKSAN’da yönetimin yüksek maaș saltanatına son verilmelidir.
 

'' Ek zam istiyoruz. 2021 TİS yenilenmeli"

Her geçen gün daha ağır yaşam koşularına doğru sürükleniyoruz. Siyasal iktidar ekonomik kriz yok, ekonomimiz rekor üstüne rekor kırarak büyüyor diyor. Bize bu büyümeden düşük maaş zamları, yükseltilen adaletsiz vergiler ve gittikçe güvencesiz hale getirilen çalışma yaşamı düştü.
Biz emekçilerin alım gücü her geçen gün daha da azalıyor. İşsizlik artıyor. İğneden ipliğe yağmur gibi zamlar yapılıyor. Hakkımızı istediğimizde salgın var, bunun yarattığı kriz ortamı var diyorlar. Sözde hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemide bize yoksulluk, çaresizlik, dişimizi sıkma düşerken, onlar lüks yaşam içersinde seyri sefa güdüyorlar. Bizim cebimizden alınanlar, patronlara teşvik, vergi affı, vergi yapılandırması ve yeni ihale olarak gidiyor.
Geçmediğimiz yollardan, köprülerden, kullanmadığımız hava limanı ve şehir hastanelerine cebimizden para akıtılıyor. Çarşı, Pazar, marketteki gerçek enflasyon oranları yıllardır saklanıyor. Gerçek olmayan ama resmi olan enflasyon oranlarıyla biz kamu emekçileri ve halkımız kandırılıyor. Bu resmi enflasyona göre maaşlarımıza zam yapıyorlar.
Sonuçta her yıl daha da yoksullaşarak yaşamaya çalışıyoruz. Maaşlarımıza 2020 yılının ikinci yarısında %7,8 zam yapıldı.. Ocak ayından bu yana iki aylık enflasyon oranı o da resmi oran %2.76 olmuştur. Maaşlarımıza yapılan zamlar iki ya da üç ay içerisinde eriyip gitmektedir. Hükümetle masaya oturan sözde ‘’yetkili sendika’’ konfederasyon ise olup bitenleri sadece izlemekte kamu emekçilerini oyalamaktadır. Bu malum sendikanın geçmiş dönemde hükümetin teklifinin altında bir rakama bile imza attığı olmuştu.
Halen çözülmemiş birçok sorun vardır. Sözleşmeli-güvencesiz çalışanların kadroya alınması, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, gelir vergisi, 3600 ek göstergenin çıkarılması ve ek gösterge adaletsizliğinin giderilmesi gerekmektedir.
Bir 1 kişi, ayakta ve açık hava görseli olabilir
Değerli Basın Emekçileri
Kovid salgınıyla birleşen ekonomik krizin enkazı yine biz emekçilerin üzerine yıkılmak isteniyor. Kovid salgınına ayrılan kaynakları bahane ederek işçilere, kamu emekçilerine, esnafa, çiftçiye verecek kaynak yok diyorlar. Oysaki devletin resmi rakamları Türkiye’nin pandemi ile mücadelede vatandaşlarına en az nakit destek veren ülke olduğunu gösteriyor. Türkiye’de kovid salgını için toplam 52,7 Milyar TL kullanılmıştır. Bunun 44,2 Milyarı İşsizlik fonundan, 2,1 Milyarı toplanan bağışlardan elde edilmiştir. Devletin hazineden ödediği para sadece 6,4 Milyar TL’dir. Artık aldatılmak istemiyoruz.
Değerli Basın Emekçileri
 
Bir kez daha tekrar ediyoruz, ısrarcıyız.
- 2021 yılı için %3+%3 maaş artışı dayatılan ‘’TOPLU SÖZLŞEME’’ derhal yenilenmelidir.
- Maaşlarımız gerçek enflasyon oranında ek zam yapılmalıdır.
- Birinci vergi dilimi %15 ten %10’a düşürülmelidir.
- Yoksulluk sınırın kadar olan maaşlardan yapılan kesinti birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.
- Temel tüketim mallarından alınan KDV kaldırılmalıdır.
- Asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır.
- Yoksulluk sınırı altında geliri olan emekçilerin elektrik, ısınma giderleri, doğalgaz, su, internet giderleri hazineden karşılanmalıdır.
Artık yeter diyoruz. İnsanca yaşam koşulları için ek zam istiyoruz.
 
KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü
Hüseyin KAYA
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı