Ekim 2018

Fakir Baykurt’u Ölümünün 19. Yılında Saygıyla Anıyoruz

Fakir Baykurt’u Ölümünün 19. Yılında Saygıyla Anıyoruz

Eğitim emekçilerinin mücadele tarihinde önemli izler bırakan, ilk öğretmen sendikası olan Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) ve Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu (TÖDMF) Genel Başkanlığı yapan Fakir Baykurt’un aramızdan ayrılışının üzerinden 19 yıl geçti.

Köy Enstitülü bir öğretmen, edebiyatçı ve demokratik öğretmen hareketinin önemli isimlerinden olan Fakir Baykurt, gerek eserleriyle, gerekse örgütlü mücadeleye olan katkılarıyla eğitim emekçileri mücadelesinin önde gelen isimlerinden birisi oldu.

Emekçi halkın yaşam savaşını kendi gözlemlerine dayanarak, gerçekçi bir bakış açısıyla eserlerinde dile getiren Fakir Baykurt, mücadeleci bir öğretmen olduğu kadar, yazar olarak yazdığı onlarca roman, öykü, şiir ve yazılarıyla halkı aydınlatma görevini de başarıyla yerine getirmiştir.

“Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir.” diyerek yaşamı boyunca türlü baskıya ve zulme karşı dimdik duran Fakir Baykurt, ardında bıraktığı mücadele birikimi ve edebi eserleriyle günümüze ve gelecek kuşaklara örnek olmayı sürdürmektedir.

Eğitim Sen olarak ölümünün 19. yıldönümünde Fakir Baykurt’u saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz.

10 Ekim’i Unutmayacağız Unutturmayacağız

Değerli Basın Emekçileri,

10 Ekim 2015’te Ankara Garı önünde gerçekleşen katliamın üçüncü yıldönümünde, kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz.

Bundan üç yıl önce, ülkemizin içinden geçtiği şiddet ve çatışma ortamının sona erdirilmesi için “Savaşa inat, barış hemen şimdi” şiarıyla Türkiye’nin dört bir yanından gelen on binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingimize savaştan beslenen karanlık odaklar katliamla cevap verdiler. 

Yüreği insan sevgisiyle ve barış özlemiyle dolu 103 arkadaşımız yaşamını yitirdi. Yaklaşık 500 arkadaşımız yaralandı. Halen çok sayıda arkadaşımız farklı organ kayıplarına uğrayarak hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor.

Yaşanan bu büyük katliamın acısı yüreklerimizi yakmaya devam ediyor. Acımız kadar öfkemiz de tazeliğini koruyor. Gerçek katiller dışarıda gezdiği için isyanımız her gün biraz daha büyüyor.

Görüntünün olası içeriği: 19 kişi, gülümseyen insanlar, oturan insanlar

Değerli Basın Emekçileri,

Acımızı ve öfkemizi büyüten en büyük nedenlerden birisi de, katliam öncesinden bugüne kadar siyasi iktidarın ve idarecilerin takındıkları tutum ve yargı sürecidir.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi 3 Ağustos günü 10 Ekim Ankara katliamı davasında kararını açıkladı. Yargı süreci hızla bitirilmek istendi. Yargının tutumu ve açıklanan karar katliamın gerçek faillerinin kimler olduğuna dair kuşkumuzu daha da büyüttü.

Duruşmalarda yaşananlara, siyasi iktidarın ve mahkemenin tavrına bakıldığında davanın birkaç tetikçinin, yardım ve yataklı edenlerin çeşitli cezalarla sonuçlandırılması üzerine kurgulandığı anlaşılmaktadır. Karar da buna uygun olarak verilmiştir.

Mülkiye müfettişlerinin hazırladığı raporda adeta katillere Ankara’ya kadar bir koridor açıldığı anlaşılmasına rağmen Mahkeme heyeti raporu ciddiye almadığı gibi avukatlarımızın ısrarlı talebine rağmen raporda kastı/ihmali yazılı olan kamu görevlilerini ne sanık olarak yargılamış, ne de tanık olarak dinlemiştir!

 

Görüntünün olası içeriği: 13 kişi, gülümseyen insanlar

Değerli Basın Emekçileri,

7 Haziran-1 Kasım 2015 sürecinde arka arkaya patlayan bombaların, yaşanan katliamların “ya biz ya kaos” tehdidi ile ilişkisi sorgulanmadığı sürece adalet sağlanmamış, gerçek failler ortaya çıkarılmamış olacaktır.

Katliam sonrası anket yapıp oylarının ne kadar arttığını araştıran ve büyük bir aymazlıkla TV’lerde açıklayanlar, halklarımıza hesap vermedikçe öfkemiz de, acımız da dinmeyecektir.

Katillere adeta koridor açan, yol kontrollerini kaldıran, saldırı olacağı istihbaratını tertip komitesinden gizleyenler, patlamaların ardından birçok kişinin yaşamını yitirmesine neden olan gaz sıkma emri verenler, ambulansların geç gelmesinin sorumlusu olanlar, güvenlik tedbiri almayanlar yargılanmadıkça gerçek adalet mücadelemiz sürecektir.

“Kokteyl örgüt” diyerek davayı sulandıranlar, katliamın IŞİD tarafından gerçekleştirildiğini söyleyen mahkeme kararı sonrası hala koltuklarında oturmaya devam ediyorlarsa dava dosyasının daha başındayız demektir.

Katliamın tüm sorumluları yargılanana ve hak ettikleri cezayı alana kadar öfkemizi diri tutacağız. Katliamın unutturulmak istenmesine izin vermeyeceğiz. Arkadaşlarımızın hesabını mutlaka soracağız.

Değerli Basın Emekçileri,

Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.

Barış karanfillerimize ve ailelerine verdiğimiz sözü 3. Yıldönümü vesilesiyle bir kez daha yineliyoruz: Barış özleminiz yerine gelinceye kadar mücadelemiz bedeli ne olursa olsun devam edecektir. Gerçek katiller ortaya çıkarılıncaya ve gerçek adalet yerini buluncaya kadar and olsun ki durup dinlenmeyeceğiz, geri çekilmeyeceğiz, yılmayacağız. Affetmeyeceğiz, unutmayacağız, unutturmayacağız.

 

DİSK-KESK-TMMOB-ADANA BAROSU- ADANA TABİP ODASI

 

Kurumlar Adına

KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü

İrfan DOĞAN

Eğitim Sen Adana Şube Başkanı

 

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü etkinlikleri kapsamında 5 Ekim günü işyerlerinde kokart takma eylemi gerçekleştirilecektir.

Otomatik alternatif metin yok.

Kokartı görmek için tıklayınız.

 

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü / Broşür

Broşürü görmek için tıklayınız.